Uludağ Ü. İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı

Eğitim Üzerine 1

Gevşeyen bir varlıktır insan. Ortama ve etrafına bakarak belirler ritmini. Rekabet veya tehdit hissetmediğinde, keyfini kaçırmamayı tercih eder. Koşanlar varsa çevresinde, o da koşar, mümkünse daha hızlıca. Kimse koşmuyorsa, koşmanın bir anlamı ve cazibesi de kalmaz.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in ifadesiyle, 
Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın; 
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!.. 

Şanslı olanlarımız, yarışı kızıştıracak rakiplere sahip olanlarımızdır. Böyle bir ortam yoksa, oluşturulmaya çalışılmalıdır. Bu da, dersanelerin uzunca bir zamandır yapageldikleri seviye sınıfları ya da başarı sınıfları oluşturarak olur.

İlkokul, ortaokul, lise ve üniversitede sınıfları başarı sıralaması esas alarak oluşturmak gerektiği inancındayım. Öğrenciler kendi seviyesindeki arkadaşlarıyla yarışmalı. Daha başarılılarla yarışıp eziklik hissetmemeli ya da daha başarısızların arasında gevşeyip yitmemeli.

Bununla birlikte, başarıya göre şekillenen sınıflar aktif olarak değişebilmeli. Meselâ, en başarılılar "A" sınıfındaysa, bu sınıftaki bir öğrencinin genel ortalaması, söz gelimi 70'in altına düşmüşse, bu öğrenci "B" şubesine aktarılmalı. Hâkezâ, "B" sınıfında genel ortalaması, söz gelimi 85'in üzerinde olanlar, "A" şubesine geçirilmeli. A şubelerinin gevşemesine, diğer şubelerin ümitsizliğe düşmesine fırsat verilmemeli.

Böyle bir sistemde, en başarısızların bulunduğu şubeye öğretmenlerin gitmek istemeyeceklerini biliyorum, elbet. İşte burası, öğretmenin konforu ile öğrencinin ve dolayısıyla ülkenin istikbali arasında bir ayırım ve seçimin yapılması gereken noktadır.

Mevcut sistem, çoğunluk olan vasat öğrenciler üzerine kurulmuştur ve ülkenin istikbali açısından fark yaratacak en başarılı öğrenci kesimi bu sistemde sessizce yok olmaktadır.

Halbuki,
En Başarılı Sınıf - En Başarılı Öğretmen, 
Başarılı Sınıf - Başarılı Öğretmen
Başarısı Düşük Sınıf - Başarılı Öğretmen

şeklinde bir sınıflandırma yapılabilir.

Sınıflar arasında başarı durumuna göre sürekli bir akışkanlık olacağı için, velilerin böyle bir yapılanmaya tepki göstereceklerini sanmıyorum.

Sorun, öğretmenler olarak bizlerin ve ilgili birimlerin ilk ve üst yöneticilerinin böyle bir değişime hazır olup olmamalarıdır.
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE DİNLER TARİHİ ÇALIŞMALARI

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Translate

En Çok Okunanlar

ZAMAN GEZGİNİ