Zotero'nun notlar sekmesinde geçerli dil İngilizce olarak ayarlıdır. Türkçe notlarınızda tüm kelimelerin altı çizili olur. Bundan rahatsız oluyorsanız, videoda anlatılan basit birkaç düzenlemeyi yapabilirsiniz.
Oksident
Legal Owner and Publisher: Muhammet TARAKÇI
...
About
Oksident is a peer-reviewed electronic journal published twice a year in June and December by Garbiyat Studies Application and Research Center at Bursa Uludağ University.
The journal primarily includes articles on Judaism, Christianity, and the West. In addition, it covers articles on the relations and polemics among Muslims, Christians, and Jews. The articles that evaluate Western studies on Islam and Turkey may also be published in the journal. Articles may be written in Turkish and English.
Research articles, research notes, book reviews and meeting abstracts are published in the journal. Oksident does not publish more than one article by a single author per year. Manuscripts submitted for publication undergo double-blind peer review by at least two referees. In addition, a special program used to detect plagiarism verifies that the articles have not been previously published and do not contain any plagiarized content.
Oksident is indexed in TRDizin, EBSCO Academic Search Ultimate, and DOAJ.
Aim & Scope
Oksident is a peer-reviewed electronic journal published twice a year on 30 June and 31 December. It continues to be published as an open-access academic journal published regularly by Garbiyat Studies Application and Research Center at Bursa Uludağ University since 2019.
Oksident aims to be a platform/journal that brings together the publications of expert academics on Judaism, Christianity and Western Studies in Turkey. The journal includes academic studies on these topics. In addition, it aims to be a journal in which Western/Orientalist studies on Islam are evaluated. But in doing so, it does not adopt an approach that completely rejects and marginalizes Western studies; on the contrary, a perspective that appreciates the truth is adopted while criticizing the wrong aspects of these studies.
Scope
Studies on the history, beliefs, rituals and social dimension of Judaism.
Studies on the history, beliefs, rituals and social dimension of Christianity.
Muslim-Christian Relations, Muslim-Jewish Relations, Christian-Jewish Relations
Polemics among Muslims, Christians and Jews
Research on Europe and America
Evaluation of Orientalist studies on Islam
Studies on the relationship between religion and society, religion and politics in the West
Archive
Submit a Manustcript
Depremzedeler Yararına Online İngilizce YDS Kursu
Kurs, YDS’ye yöneliktir. Genel gramer kuralları bol test soruları eşliğinde işlenir.
Dersler, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri 15:30-17:00 arasında yapılır.
Haftada 6 saat, ayda yaklaşık 24-28 saat.
Kursun yaklaşık 4-5 ay sürmesi öngörülmektedir.
Kimler Katılabilir:
a) Gönüllü Bağışçılar: Afad, Kızılay, İHH vb. yardım kuruluşlarına Kahramanmaraş Depremi mağdurları için, 1000 TL yatıranlar kursa katılabilir. Dekontun ibraz edilmesi ve açıklama kısmında “Online İngilizce YDS Kursu Ücreti” yazılması gerekmektedir.
b) Depremzedeler: Depremin yaşandığı şehirlerde yaşayıp İngilizce YDS kursu almak isteyenler ücretsiz olarak kursa katılabilirler. Depremzedelerin kurs ücretleri, kursa katılanların isimleri ilan edilmeden, sosyal medya üzerinden gönüllü bağışçılar aracılığıyla ödenir.
Kurs Ücreti: 1000 TL (Aylık)
Dersler, google meet programı üzerinden işlenecektir.
Kurs Başlangıcı: 01.03.2023, 15:30
Online Kayıt için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız.
https://forms.gle/LHp2r55azVKjqgrY8
İnciller'de Verilen Bilgilerin Tarihsel Güvenilirliği
… bir geleneğe ait edebi bir eser veya fragman, içinden çıktığı tarihsel durum için birincil kaynak, bilgi verdiği tarihsel konularda ise sadece ikincil kaynaktır.Logia [İsa’nın Sözleri] söz konusu olduğunda bu şu anlama gelir: Bu metinler Logia'nın içinden çıktığı ilkel toplumun bir resmini yeniden inşa etmede (reconstruct) birincil kaynaktır. Ancak ilgili toplumun bu şekilde tarihsel bir resmi elde edildikten sonra, İsa ve onun öğretisine ait resmi yeniden inşa etmeye teşebbüs edecek bir pozisyonda oluruz.
Rudolf Bultmann, Existence and Faith: Shorter Writings of Rudolf Bultmann, Meridian Books, 1960, 38.
ABD'de Pandemi Döneminde Katolik Okullar
Beş ve yedi yaşlarında iki kız çocuğu annesi Laura Camisa, “Bebeğimi bir Katolik okuluna göndermeyi hiç düşünmemiştim. Evimden bir blok ötede iyi bir devlet okulum var” diyor. O ve ailesi, yüksek performanslı bir okul bölgesindeki pahalı bir Brooklyn semtinde yaşıyor. Camisa’nın büyük kızı, pandemi nedeniyle 2020’de okullar kapandığında anaokulundaydı. Uzaktan eğitim kızı için zordu. Mutlu ve dışa dönük olan kızı, içe kapanık birine dönüştü. Camisa kendi kendine “Bu böyle olmayacak” dediğini hatırlıyor. Yakındaki Aziz Joseph adlı bir Katolik okulu hakkında olumlu şeyler duyduktan sonra çocuklarını oraya göndermeye karar verdi.
Camisa ailes, Katolik okullarına yeni kaydolan binlerce aileden biri. (Bu okullardaki) öğrenci sayısında yılda birkaç puanlık düşüşler yıllardır kural haline gelmişti. Katolik okulları 1960'lı yılların başında 5,2 milyon öğrenciye sahip iken, geçen yıl sayı 1,6 milyona düştü ve bu da çok sayıda boş sıra anlamına geliyordu. Ancak bu sonbaharda ülkenin her yerindeki piskoposluk bölgelerinde kayıtlarda artış görülüyor. Ulusal Katolik Eğitim Derneği hâlâ en son öğrenci verilerini topluyor ve analiz ediyor, ancak ilk sayılar, çoğu piskoposlukta artış gösteriyor.
Ülkenin en büyüklerinden biri olan New York’taki Brooklyn-Queens piskoposluğunda, on yıl veya daha uzun bir süredir ilk kez artış görüldü. Okullarının yaklaşık %60’ı büyüyor ve birçoğunda %10’luk artışlar görülüyor. New York City ve Cleveland’daki bir Katolik okulları ağı olan Partnership Schools’ta, %16’lık bir artış görüldü. Massachusetts’teki Springfield piskoposluğu %13 arttı. Arlington’ın Washington DC banliyölerini kapsayan piskoposluk bölgesi %6 arttı. Eyaletin en eskisi olan Baltimore Başpiskoposluğunda benzer bir artış görüldü. Bazı banliyöleri içeren Chicago başpiskoposluğunda da %5’lik bir artış görüldü. Philadelphia başpiskoposluğundaki Katolik ilkokullarında kayıt yaklaşık %4 arttı.
Katolik okulları neden birdenbire büyüyor? Geçen sonbaharda birçok devlet okulu yeniden açılmayı geciktirdi ve tam zamanlı sınıf içi eğitim sunmadı. Katolik okulları yeniden açıldığında, çoğu yüz yüze eğitim sağladı. Bu, uzaktan eğitimle mücadele eden ailelere hitap etti - yeni öğrencilerin çoğu, ebeveynleri evden çalışamayan çocuklardan oluşuyor. Çoğu Katolik okulunda sosyal mesafe için bolca alan vardı: Bu boş sınıflar çok kullanışlıydı.
Katolik olmayanlar da dâhil olmak üzere aileler bunu not ettiler. 1970 yılında Katolik okullarındaki öğrenci nüfusunun sadece %2.7’sini Katolik olmayanlar oluşturuyordu. Geçen yıl bu oran beşte bir olarak gerçekleşti. Hatta bazı piskoposluklarda beşte ikiye yaklaştı. Partnership Schools’un müfettişi Kathleen Porter-Magee, Cleveland okullarındaki çocukların neredeyse tamamının Katolik olmadığını söylüyor: “Washington Başpiskoposluğu’ndan müteveffa Kardinal Hickey’den alıntı yapmayı seviyoruz: ‘(Değişik) toplulukları eğitiyoruz, onlar Katolik oldukları için değil, biz Katolik olduğumuz için’."
Öğrenci sayısındaki artış nedeniyle, Katolik müfettişler ve kayıt müdürlerinin başı dönmüş durumda. Amerika Katolik Piskoposlar Konferansı’ndan Mary Pat Donoghue, bunun öğrenci nüfusunu istikrara kavuşturacağını umuyor. Notre Dame Üniversitesi’nden Peder Joe Corpora uyarıyor: “Bir daha asla böyle bir şansımız olmayacak.” Bazı piskoposluklar ve okullar, birçokları için bir ilk olan elde tutma ve pazarlama planları üzerinde çalışıyor.
Katolik okulları ucuz değil. İlkokullar için öğrenim ücreti yılda ortalama 4.800 dolar ve lise maliyeti 11.000 dolardan fazla. Geçmişte kilise üyeleri eğitim maliyetlerini dengelemeye yardımcı olurlardı. Ancak artık daha az insan kiliseye gittiği için, bu fon akışı azaldı. Pek çok cinsel istismar skandalı da kayıtlara zarar verdi. Katoliklerin bazı özelliklerini (üniforma, disiplin, topluluk değerleri) paylaşan sözleşmeli (charter) okullar da potansiyel öğrencileri Katolik okullarından uzaklaştırdı. Ücretsiz ile rekabet etmek zor.
Buna rağmen, birçok aile (kilise okullarına) ödeme yapmaya hazır. Bayan Camisa ve kocası, okul ücretini karşılayabilmek için aile bütçelerini yeniden düzenlemek zorunda kaldılar. “Pandemi nedeniyle [okulları] taşımıştık, ancak St Joe’s’ta gördüklerimiz nedeniyle kalmaya karar verdik.” Devlet okulları yüz yüze eğitime yeniden başladığında, Bayan Camisa (devlet okuluna) geri dönmedi: “Muhtemelen liseye kadar Katolik kalacağız.”
Kaynak:
"Answered Prayers." The Economist, 20.11.2021, s. 45,
https://www.proquest.com/magazines/answered-prayers/docview/2599644085/se-2?accountid=17219.
https://www.proquest.com/magazines/answered-prayers/docview/2599644085/se-2?accountid=17219.
İngiltere'deki Üniversitelerde Akademik Özgürlük
"İngiliz üniversitelerinde ifade özgürlüğünün risk altında olduğuna dair başka kanıtlar da var. The University and College Union'un (UCU/Üniversite ve Kolej Birliği) 2017 yılında yayınladığı bir raporda, İngiltere, akademik özgürlüğün yasal korunması açısından Avrupa Birliği'nin (o dönemdeki) 28 üyesi arasında 27. sırada yer aldı. Sağ eğilimli bir düşünce kuruluşu olan Policy Exchange'in yaptığı bir araştırma, kendisini siyasi olarak sağ eğilimli olarak tanımlayan akademisyenlerin %32'sinin ve merkezci olarak tanımlananların %15'inin otosansür uyguladığını ortaya koydu. Akademisyenlerle konuşun; birçoğu size bir sorun olduğunu ve kendilerinden alıntı yapmamanızı söyleyecektir."
Kaynak:
Two Plus Two Make Four. The Economist, Oct 16, 2021. 25, https://www.proquest.com/magazines/two-plus-make-four/docview/2582442305/se-2?accountid=17219 (Erişim: 18.102021).
Mevlid-i Nebi, 2021/1443
Ve mâ erselnâke illâ rahmeten li’l-âlemîn
Bütün âlemlere rahmet olarak gönderildin.
Kutlu olsun vilâdetin ey Hâtemen-Nebiyyîn.
Doğuver hayatına yeniden bedbaht ümmetin
Bütün âlemlere rahmet olarak gönderildin.
Kutlu olsun vilâdetin ey Hâtemen-Nebiyyîn.
Doğuver hayatına yeniden bedbaht ümmetin
Onikinci gecesinde şu Rebiülevvelin.
İsveç'te Kilise Seçimleri (19 Eylül 2021)
"Avrupa'nın en büyük Luteran mezhebi olan İsveç Kilisesi, 2000 yılında resmi olarak hükümetten ayrıldı. İsveçlilerin yaklaşık yarısı hala Luteran. 19 Eylül'de kilisenin 5,7 milyon üyesinin yaklaşık %17'si yönetim meclisi için oy kullandı.
Sol kilise seçimlerinde daha başarılı görünüyor. Sosyal Demokratlar, meclisteki paylarına benzer şekilde oyların %28'ini ve sinodun 251 sandalyesinin 70'ini aldılar. Ancak sağcı İsveç Demokratları, kilise seçimlerinde sadece %8, yani ulusal seçimlerdeki sonuçlarının yaklaşık yarısı kadar oy aldı.
Sinod'un kilisenin en büyük sorunu olan azalan ilgi hakkında ne yapabileceği belli değil. İsveçlilerin sadece %3'ü düzenli olarak ibadetlere katılıyor. Büyük doktrin tartışmalarının çoğu sona ermiş durumda. Kilise 2009'dan beri eşcinsel evlilikler gerçekleştiriyor. Muhafazakarlar, birkaç eski moda rahibin seçim dışı kalmasına izin vermeye devam etmek istiyor. İlerlemeciler (Progressive) ise bunu istemiyorlar. Bu önemsiz bir ayrıntı görünüyor, ancak daha önce çok daha önemsiz hususlar sebebiyle kiliseler bölünmüştü."
Kaynak:
"Chosen Ones". The Economist, 25.09.2021. s. 38,
https://www.proquest.com/magazines/chosen-ones/docview/2575925191/se-2?accountid=17219 (erişim: 25.09.2021).
https://www.proquest.com/magazines/chosen-ones/docview/2575925191/se-2?accountid=17219 (erişim: 25.09.2021).
Hindistan'da Dinler
Yeni bir PEW Araştırma Merkezi raporu Hindistan'ın dini yapısının oldukça istikrarlı olduğunu gösteriyor: Hindular Hindistan nüfusunun %79,8'ini, Müslümanlar %14,2'sini oluşturuyor. Hıristiyanlar, Sihler, Budistler ve Caynistler kalan %6'nın çoğunu oluşturuyor. Bölünme sonrası ilk nüfus sayımının yapıldığı 1951 ile ülkenin en son nüfus sayımının yapıldığı 2011 arasındaki altmış yılda, Hindistan'daki Müslümanların payı yaklaşık yüzde 4 oranında artarken Hinduların payı yüzde 4 azaldı. Diğer büyük dini gruplar nispeten sabit kaldı ve Hindistan'ın genel nüfusu arttıkça tüm grupların toplam sayısı arttı.
Anglikan Kilisesi'nde Kiliseye Devam Oranları
"İngiltere'de kiliseye katılım son yıllarda düşüyor. 1970 yılında kilisenin kendi rakamlarına göre, her Pazar 1.5 milyon kişi ayine gidiyordu; 2010'da ise sadece 800.000 kişi. Üstelik Kilise ayinlerine katılım düşmeye devam ediyor.. "Temel katılım ölçütleri" 2009-2019 arasında %15-20 oranında düştü. Ayrıca, ayinlere katılanlar da yaşlanıyor. Anglikan Kilisesi'nin kendisinin de belirttiği gibi, "80 yaşındaki bir kişinin kilisede olma olasılığı 20 yaşındaki birine göre sekiz kat daha fazladır!"
Alıntı:
"Go Forth and Multiply More", The Economist, 11.09.2021, s. 24, https://www.proquest.com/magazines/go-forth-multiply-more/docview/2571485374/se-2?accountid=17219.
ABD Başkanının Ermeni Soykırımı İfadesi Üzerine
Durumunuza, siyasi pozisyonunuza, dininize veya ırkınıza göre, Türklerle ilgili lehte ve aleyhte pek çok cümle kurabilirsiniz. Ama biliniz ki, şu dünyada yan yana gelmeyecek iki kelime varsa, bunlar "Türk" ve "soykırım" kelimeleridir.
Tarihçiler Üzerine İki Kitap
Bir müddettir şu kitapları yazayım istiyorum:
1) Misyoner Tarihçiler
2) İntihalci Tarihçiler.
Ya da ikisini birleştirip
Destursuz Bağa Giren Tarihçiler de olabilir.
Sonra durup düşünüyor ve kendi kendime diyorum ki:
Bir ilahiyatçının tarihçileri değerlendirip yargılaması ne kadar doğru olur!? Sen bir akademisyensin. Branşlar arasındaki ayırımı en iyi senin bilmen gerekir. İlahiyat ve dinler tarihi alanında yazabileceğin onca konu varken, tarih alanında yazmak ne büyük bir hadsizlik olur, düşünmez misin? İnsanın haddini bilmesi gerekmez mi?
Sonra biri çıkıp şöyle dese, hiç de haksız sayılmaz: "Profesör olmuşsun ama adam olamamışsın."
İşte böyle düşünüp tarihçiler hakkında yazmaktan vazgeçiyor ve bu işi tarihçilere bırakıyorum.
Haddini hududunu bilmekten daha yüce bir erdem var mı acaba!
Düşün Artık Yakamızdan!
Marjinaller,
Uydurukçular, üfürükçüler, hurafeciler,
Usûl-üslub bilmezler, âdâbı unutup edepsizliği, saygısızlığı, şarlatanlığı ve tetikçiliği mahâret bilenler,
Tırnağı bile olamayacağımız İslam büyüklerine hakaret ederek varlık göstermeye çalışanlar,
Eleştiri ile hakâreti tefrîk edemeyen bilgiçler...
Düşün artık yakamızdan.
Sizinle anılmaktan, sizi taşımak zorunda kalmaktan yorulduk.
Enerjimizi ve hatta tâkâtımızı tükettiğiniz yeter.
Yeter artık.
Çin ve Koronavirüs
1) Hastalık Çin'den çıktı ve hastalığa en hazırlıksız yakalanan ülke Çin.
2) Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin. Mesafe ve muhtemelen hijyen konusunda ne kadar iyi olabilirler?
Buna rağmen Çin'de ölen sayısı 4600'lerde, Hindistan'da 38 bin, ABD'de 157 bin.
Bazı uzmanlar bu durumu Çin'in aldığı tedbirlere bağlayabilirler.
Bence bu hastalığı laboratuvar ortamında Çin üretti, bir sızıntıyla vakitsizce insanlara bulaştı ve en önemlisi Çin korona aşısına da sahip. Ancak hastalığı üretip dünyanın başına musallat etmiş olma imajından korktukları için aşıyı ilan etmiyor ama kendi ülkesinde bir şekilde bu aşıyı kullanıyor.
Hastalığın ne kadar kolay ve hızlı yayıldığı düşünülürse, Çin'deki korona vaka ve ölüm sayısının bu kadar düşük seyretmesinin başka bir anlamı olamaz.
Kayıtlar
