Bir müddettir şu kitapları yazayım istiyorum:
1) Misyoner Tarihçiler
2) İntihalci Tarihçiler.
Ya da ikisini birleştirip
Destursuz Bağa Giren Tarihçiler de olabilir.
Sonra durup düşünüyor ve kendi kendime diyorum ki:
Bir ilahiyatçının tarihçileri değerlendirip yargılaması ne kadar doğru olur!? Sen bir akademisyensin. Branşlar arasındaki ayırımı en iyi senin bilmen gerekir. İlahiyat ve dinler tarihi alanında yazabileceğin onca konu varken, tarih alanında yazmak ne büyük bir hadsizlik olur, düşünmez misin? İnsanın haddini bilmesi gerekmez mi?
Sonra biri çıkıp şöyle dese, hiç de haksız sayılmaz: "Profesör olmuşsun ama adam olamamışsın."
İşte böyle düşünüp tarihçiler hakkında yazmaktan vazgeçiyor ve bu işi tarihçilere bırakıyorum.
Haddini hududunu bilmekten daha yüce bir erdem var mı acaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder