Uludağ Ü. İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı

Kitap Okumaları (14.11.2016) (Stephen Spector - Evangelicals and Israel: The Story of American Christian Zionism)

Çoğunluğunu Dinler Tarihi alanında yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerle alanımızla ilgili İngilizce kitap okuyoruz. Her hafta bir öğrencimiz takip edilen kitabın bir bölümünü üstleniyor ve Pazartesi günü 13:30-15:00 arası takip ettiğimiz kitaptan 3-4 sayfa İngilizce okuyup tercüme ediyoruz. O bölümün geri kalan sayfalarını, bölüm sorumlusu öğrencimiz kendi okuyup bize yazılı özet sunuyor. Böylece bir bölüm çalışılmış; geriye kalan sekiz on bölüm başka sorumluların özetleri sayesinde hazır bulunmuş oluyor.

Okuyup özet yapabilecek seviyede İngilizce bilen ve devam etme sözü verenlere kapımız açık.

Bu dönem okuduğumuz kitap, Stephen Spector'un Evangelicals and Israel: The Story of American Christian Zionism (Evanjelikler ve İsrail: Amerikan Hıristiyan Siyonizminin Hikayesi) ismini taşıyor (Oxford: Oxford University Press, 2009, 338 sayfa). 

Bu hafta üçüncü bölümdeydik. Bu bölümün ilk birkaç sayfasının tercümesi aşağıda bulunuyor. Kitabın bölüm sorumluları özetleri hazırladıklarında, özetleri de burada verebileceğiz.

3) Evanjelik Mozaik 


Müjde (İncil)

Evanjelik Hıristiyanlar o kadar kendilerine özgü ve farklıdırlar ki, bırakın teolojilerini tanımlamayı veya siyasi yaklaşımlarını kesin olarak belirleyebilmeyi, onları tespit edip saymak bile zordur. Amerika'da Evanjeliklerin sayısı konusunda bir görüş birliği yoktur; bunun nedeni, kısmen, onların kim olduğu ve neye inandıkları konusunda kuşatıcı tek bir tanımın bulunmamasıdır. Evanjelizm, bir araya gelmiş bir inananlar topluluğunu şaşalı bir şekilde siyasî egemenliğe, toplumsal arınmaya ve ebedî kurtuluşa ulaştıran tek bir gemi olarak algılanmamalıdır. Belki, o, her biri Tanrı'yla gerçek bir kişisel tecrübe yaşamak isteyen tek bir bireyi taşıyan sandal ve sörf tahtalarından oluşmuş geniş bir filodur.

"Evanjelik" kelimesi, "müjde" anlamındaki Grekçe euangelion isminden gelmektedir. İngilizce gospel (müjde/İncil) kelimesi bu tabirin tam tercümesidir: God spel, Eski İngilizcede "müjde" anlamındaydı (d, s ve p seslerini aynı anda söylemek kolay olmadığı için, zamanla bu kelime gospel şeklinde kısaltılmıştır). Evanjelik dini, daima, Mesih'in çarmıhta kendini kurban etmesiyle insanlığa kurtuluşun bahşedildiğine dair müjdeye [İncil'e] odaklanmaktadır.

Ortaçağ'da Evanjelik kelimesinin değişik manaları vardı. Meşhur Kilise tarihi uzmanı Mark A. Noll'un da tespit ettiği gibi, bu kelime, Hıristiyanlığın kurtuluş mesajını tanımlamak için kullanılmıştır. Ayrıca dört İncil'e (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna), Yeni Ahit'in tamamına ya da Hıristiyan yorumcuların Mesih'in gelişine ilişkin birtakım kehânetler buldukları Eski Ahit'teki Yeşaya Kitabı'na da bu isim verilmiştir. Onaltıncı yüzyılda bu kelime Protestan Reformu ile ilişkilendirilmiş ve "Protestan" kelimesinin tam bir eş anlamlısı olmuştur. Lutherci Evanjelikler günümüzde bu manayı korumaya devam etmektedirler.

Martin Luther'in "Evanjelik" Hıristiyanlığı, birkaç ana hususta Roma Katolik Kilisesi'nin öğretilerinden farklıydı. Bu evanjelik Hıristiyanlık, sâlih amellerle (iyi işlerle) değil de, sadece imanla (sola fides) kurtuluşa erişilebileceği yönünde bir inancı benimsemişti. Mesih'in çarmıhtaki ölümünün kurtuluş için tek başına yeterli olduğu fikrini savunuyordu. Bu, insanların Kilise'nin aracılığına ihtiyacı olmadığı veya Katoliklerin mass ayini'nde* bu kurbanın tekrarlanmasına gerek olmadığı anlamına geliyordu.  [Bu Evanjelik Hıristiyanlık] bütün inananların okuduğu şekilde, yalnızca Kutsal Kitap (sola scriptura) otoritesini ve sadece belli bir grup papazın değil de bütün inananların ruhbanlığını (din adamı olduğunu) ön plana çıkarıyordu. Protestan teolog Karl Barth, Evanjelizm hakkında "İsa Mesih'in incilinde bildirilen, onaltıncı yüzyıl Reformunda doğrudan Kutsal Kitaba dönüş şeklinde yeniden duyulan" bir inanç olarak iyi bir tanım yapmaktadır.

Modern Evanjelizm İngiltere, Galler, İskoçya, İrlanda ve İngiltere'nin Kuzey Amerika kolonilerinde onsekizinci yüzyılın ortalarında görülen bir dizi Protestan dinî canlanma akımı içinde oluşmuştur. O dönemler, İncil vaazlarına yoğun ilgi gösterildiği ve dindar yaşam konusunda olağanüstü gayretlerin sarf edildiği vakitlerdi. Bu tetikleyici olaylar İngiltere'de "Evanjelik Canlanma", Amerika'da ise "Büyük Uyanış" şeklinde tanımlandı. 

Ondokuzuncu ve Yirminci Yüzyıl Evanjelik Yaklaşımları

Her ne kadar Amerikan versiyonu toplumsal bakımdan daha baskın ve kültürel olarak da daha yaygın olsa da, ondokuzuncu yüzyıl İngiliz ve Amerikan Evanjelizmi pek çok bakımdan tek tür bir hareket olarak kaldı.  Bu dönemde Evanjelizm teolojik olarak muhafazakârdı; ama siyasî bakımdan böyle olmak zorunda değildi. Evanjelik William Wilberforce ve onun çevresi kölelik karşıtı İngiliz akımını yönetmiş, hapis reformunu desteklemiş ve yetim-öksüzler okullarına maddî destek sağlamışlardır. Evanjelikler ayrıca, başta Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazanmaya çalışan Hıristiyan azınlıklarla ilgili olmak üzere, ulusal özgürlük akımlarını da desteklemişlerdir. Üstelik yeniden-doğmuş Hıristiyanlar, ondokuzuncu ve yirminci yüzyıllarda, genellikle kadın haklarını destekleyerek, uluslararası reform kampanyaları da yönetmişlerdir: Onlar Hindistan'da dulların ölüyle birlikte yakılmasına (suttee) ve Çin'de küçük kızlara [ayakları fazla büyümesin diye] demir ayakkabı giydirilmesine karşı çıkmışlar; Üçüncü Dünya'da kadınların oy hakkını ve eğitimini savunmuşlardır.

Püritenler için daima önemli bir husus olan, Tanrı sözü olarak gördükleri Kitab-ı Mukaddes'e saygı, Amerika'nın kültürel yaklaşımlarının şekillenmesinde mühim bir rol üstlenmiştir. Kitab-ı Mukaddes'e saygı, özellikle ondokuzuncu yüzyılda Avrupa'dan gelen iki yeni teoriye karşı savaş hatlarının belirlenmesinde merkezde yer almıştır: Kitab-ı Mukaddes'in Metin Tenkidi ve Darvinci evrim teorisi. Her iki teori de, doğrudan Yahudi-Hıristiyan geleneğin en temel inançlarını tehdit eden tarihsel modeller önermektedir. Metin Tenkidi (Yüksek Eleştiri) veya "kaynak eleştirisi", metnin zamanla eklenen veya düzenlenen farklı katmanlardan oluştuğunu iddia ederek, Kitab-ı Mukaddes'in edebi yönünü analiz etmektedir. Çoğunluğu itibariyle Alman bilginlerin geliştirdiği bu yaklaşım, Kutsal Metinlerin tek yazarının Tanrı olduğu önündeki sarsılmaz Yahudi ve Hıristiyan inancını tehdit ediyordu. Ayrıca, Kitab-ı Mukaddes'i tarih prizması aracılığıyla okumaya çalışarak, ana akım Amerikan tarihçiliğine de açıkça karşı çıkıyordu. Amerikalı yazarlar ise, bunun tam tersini yapma, yani tarihi Kutsal Kitap gözlüğüyle yorumlama eğilimindeydiler.

Pek çok Amerikalı Evanjelist, kaynak eleştirisi ve evrim teorisiyle neredeyse aynı zamanda başlayan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde popüler olan Avrupa kaynaklı başka bir teoriyi oldukça sıcak karşıladı: Binyıl Öncesi Dönemcilik Düşüncesi (Mesih'in dünyanın sonunda yaşanacak olan bin yıllık saadet döneminden (Milenyum) önce geleceği inancı) (Premillennial Dispensationalism). Darvinizm gibi, bu yeni teori de tarihsel olayları günümüze nasıl aktarabileceğimizi araştırıyordu. Metin Eleştirisi gibi, bu yeni teori de daha önce fark edilmemiş kalıp ve bağlantılar bulmak için Kutsal Metinleri derinlemesine incelemekteydi. Metin Eleştirisi ve Darvinizm'den farklı olarak, bu yeni teori, Birinci Bölüm'de de gördüğümüz gibi, Kutsal Kitab'ın lafzî gerçekliğini ve orada anlatılan olayları bizzat Tanrı'nın yazdığını teyit etmekteydi. Belirli tarihsel dönemleri bir dizi yeni başlangıç olarak tespit eden bu inanç, tecrübeyi yeni başlangıçlar içeren bir şey olarak görme yönündeki Amerikan eğilimiyle de uygunluk göstermekteydi.  İsrail ve Yahudileri dünyanın zirve olaylarının girdabına yerleştiren bu yaklaşım, ileride göreceğimiz gibi, Amerika'da şu anda popüler olan Yahudi devletine yönelik desteğin zeminini hazırlamaya da yardım etmiştir. 

Evanjelizm ve Fundemantalizm

Amerikan fundamentalizmi, doğal tarih ve Kutsal Kitap hakkındaki bu inanç tartışmalarından ve pek çok Hıristiyanın dinî bakımdan gerileme olarak kabul ettiği kültürel değişimlere dirençten doğmuştur. Yaygın bir yaklaşıma göre fundamentalizm, gerçek inananların, kendi inançlarına ve toplumsal değerlerine karşı yapılan saldırılara karşı koymayı yansıtmaktadır. Ünlü dinler tarihçisi Martin E. Marty, herhangi bir toplumda fundemantalizmi sıklıkla ortaya çıkaran şöyle bir model tespit etmektedir: Muhafazakâr veya geleneksel bakış açısına sahip bir topluluk, "modernite"nin her yönüyle tehdidi altında olduğunu hissetmektedir (Hiçbir modernist grup, fundemantalist olmamaktadır). Hissedilen bu tehlike değişik zaman ve durumlarda farklı olabilir, fakat daima derinden inanılan değerlerin erozyona uğramasını içerir. Bu tehdit, modernist işaretler bir kişinin çocuklarına ulaştığında, bilhassa acil bir duruma dönüşür.

"Fundemantalizm" kelimesi, The Fundemantals: A Testimony of Truth isimli bir dizi kitapçıktan gelmektedir. Amerikalı ve İngiliz teologların yazdıkları bu kitapçıklar, seçkin papaz okulu ve kiliselerin liberalizmine halkın verdiği cevaplardı. 1910-1915 arasında Protestan pastörlere, evanjeliklere, misyonerlere, YMCA (Genç Hıristiyan Erkekler Birliği) sekreterlerine ve başkalarına, şu temel Protestan inançlarının erozyonunu durdurma amacıyla bu kitapçıklardan üç milyon adet ücretsiz olarak dağıtılmıştır: Kitab-ı Mukaddes'in hatasızlığı; Tanrı'nın dünyayı yoktan ve bizzat yaratmış olması; mucizelerin gerçekliği; Bâkire Doğum; Haça Gerilme; bedensel Diriliş; İsa'nın, insanın günahlarına kefaret olmak üzere ölmesi doktrini; ve bazı inananlar için, Mesih'in, dünyayı yargılamak ve yönetmek üzere çok yakında gelecek olması. 1920'de muhafazakâr Baptist bir editör "Fundemantal" kelimesinin sonuna "-ist" ekleyerek, the Fundemantals isimli kitapçıklarda ifade edilen dinî ilkeler için "büyük mücadele" (battle royal) yapmaya hazırlananları tanımlayan "fundemantalist" sözcüğünü icat etti. İlk dönem fundemantalistlerinin tamamı Pre-millennialist** değildi; Amerikalı pre-millennialistler için tercih edilen yorumları içeren Reference Bible'ın editörü C. I. Scofield da dâhil, kitapçıklara katkı sağlayan Amerikalıların yaklaşık yarısı pre-millenniaristti. 

* Ekmek-Şarap ayininin bir kurban ritüeli olarak uygulanması. Protestanlar Ekmek-Şarap ayininin bir kurban olarak icrasına karşı çıkmaktadırlar. 
** İsa'nın dünyanın sonundaki iyiliklerin hâkim olacağı bin yıllık dönemden önce geleceği inancı.
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE DİNLER TARİHİ ÇALIŞMALARI

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Translate

En Çok Okunanlar

ZAMAN GEZGİNİ