Uludağ Ü. İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı

Halil İbrahim Hançabay

Bir Araştırma Görevlisi Profili
Her gün fakültesinde. 
Fakültede odasında. 
Odasında çalışıyor. 

Vaktini boşa geçirmiyor. 

İyi bir akademisyen olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Çevresiyle uyumlu. Kendisinden şikayetçi olan yok.
Fakültenin işlerinden üzerine düşenleri yapma konusunda gayretli; ihmal etmiyor, savsaklamıyor.
Danışmanı ve anabilim dalındaki hocaları kendisinden memnun.
Doktorasını zamanında ve başarılı bir şekilde tamamlamış.
Doğal olarak danışmanı ve diğer hocaların, öğretim üyesi olarak fakülteye kazandırılması konusunda fikir birliği yaptığı idealist bir genç.
Çalıştığı anabilim dalında hocalar haftada 35 saat derse giriyorlar. Bu genç doktorun öğretim üyesi olarak alınması, hocaların yükünü de hafifletecek. Başka bir deyişle, fakültenin de kendisine acilen ihtiyacı var.
---
Böyle bir akademisyenden bahsediyoruz. Anabilim dalının teklifi, dekanlık ve rektörlüğün onayıyla ismi kadro tahsisi için YÖK'e gitmiş.
YÖK'teki beyefendi bu genç arkadaşımızın üstünü çizmiş. Arkadaşımız şimdi odasını topluyor.
---
Sormazlar mı?
Sahip olduğumuz araştırma görevlileri arasında muhtemelen en iyisinin akademik yaşamını bitiren bu karar, ülkenin menfaatine midir? Üniversiteyi istikbal vadeden bir akademisyenden mahrum bırakmak, vatana hizmet olarak görülebilir mi? Gelecek vadeden genç bir akademisyeni ideallerinden, geleceğinden, ekmeğinden ve ortamından mahrum bırakmak iyi niyetli bir yaklaşım mıdır?
---
Bu başarı hikayesini cezalandırma yoluna giden Beyefendi'ye; bu kararı alan kişiye, kadrosu bizde olmadığı halde oda tahsisi yapan üniversite yönetimine ne demeli, bilemiyorum.
---
“Mazlumun zâlimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zâlimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır... ” Hz. Ali (r.a.)
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE DİNLER TARİHİ ÇALIŞMALARI

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Translate

En Çok Okunanlar

ZAMAN GEZGİNİ