Çelişkilerin ve ironilerin bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Rahmetli Erbakan'ın iktidarda olduğu bir dönemde İmam-Hatiplerin orta kısımlarının kapatılmasına çalışılmıştı.
MHP'nin iktidarda olduğu bir dönemde Apo'nun idamı beklemeye alınmıştı.
Şimdi de, muhafazakar bir yönetimin idaresindeki Uludağ Üniversitesi'nde, ilahiyat fakültesinin akademik ilerlemesini tamamlamış iki doçentinin profesörlüğe atanamıyor olması ve doktorasını bitirmiş iki başarılı ve fakülte olarak kaybetmeyi asla istemeyeceğimiz araştırma görevlisinin ilişiğinin kesiliyor olması ne kadar ironik değil mi? Yaklaşık yirmi yıldır çalıştığım bu üniversitede şimdiye kadar kaç üst yönetim gördük, ama ilahiyat fakültesinde böyle bir şeyle ilk kez karşılıyoruz. Bu ironik ve trajik tablo eminim sizi de üzmüştür sayın rektörüm Yusuf Ulcay ve sayın genel sekreterim Ismail Sağlam!
İnsanın şaka diyesi geliyor, ama beri tarafta işsiz ve maaşsız kalan bir meslektaşımız olunca dili varmıyor işte.