Karen Armstrong'un İncil ismiyle Türçeye çevrilen kitabının sonuç bölümünden bazı cümleler aktaracağım. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, kitabın isminde ve içeriğinde geçen "İncil" kelimesi İngilizce "Bible" kelimesinin yanlış tercümesidir. Dolayısıyla kitabın adı Kitabı Mukaddes olarak çevrilmelidir. Verilen özette de "İncil" geçen yerleri "Kitabı Mukaddes" olarak değerlendiriniz.
---
İncil sahiden Kuran'dakinden çok daha fazla şiddet içermektedir. Tarih boyunca insanların gaddarca hareketleri gerekçelendirmek amacıyla İncil'i kullandığı sorgu götürmez bir gerçektir (s. 245)
Dünya her zaman şiddetli bir yer olmuş ve kutsal metin ile tefsiri genellikle çağdaşı saldırganlığa yenik düşmüştür. Yeşua, Tesniyeciler tarafından bir Asurlu general zalimliğiyle dövüşürken sunulmuştur. Haçlılar, İsa'nın pasifist öğretilerini umursamamış ve Kutsal Topraklar'a yapılacak sefere kaydolmuşlardı çünkü onlar askerdi, militan bir din istiyorlardı ve özellikle feodal değer sistemlerini İncil'e uyguladılar. Kendi zamanımız için de aynısı geçerlidir. Modern dönem daha önce hiç olmadığı kadar büyük ölçekte şiddet ve katliam görmüştür ve bunun kimi insanların İncil'i okuma biçimlerini etkilemesi şaşırtıcı değildir (s. 245)
Ama kutsal metin bu yolla böylesi kötü suiistimal edildiği için, tefsir geleneklerinin iyicil yönlerini vurgulayan karşı-anlatı kurmak Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların görevidir. Dinlerarası anlayış ve işbirliği artık hayatta kalabilmemizde elzemdir: Belki de tektanrılı üç dinin üyeleri ortak bir yorumlama yöntembilimi oluşturmak için bir arada çalışmalıdır. Bu tür bir çalışma, sorunlu metinlerin kalıcı eleştirel , ahlaki ve ruhani incelemelerinden, tarih boyunca yorumlanma biçimlerinden ve onları şimdi sömüren insanların tefsirlerinin derinlemesine araştırılmasından oluşmalıdır (s. 245)
Tevrat'ın ilk beş kitabında P'nin uzlaşma mesajı Tesniye'nin keskinliğine karşı çıkıyordu. Yeni Ahit'te Vahiy savaşları Dağdaki Vaaz'ın barışçıllığıyla üst üste bindirilmiştir. Beşinci yüzyılın başında Jerome teolojik karşıtlarına karşı vahşice söverken, Augustine, tıpkı daha sonra Calvin'in Luther ile Zwingli arasındaki ağız dalaşı yüzünden dehşete kapılmasındaki gibi, İncil tartışmasında iyilik ve insaniyet için yalvarıyordu (s. 246)
İncil'in tamamını Altın Kural üzerine bir "yorum" olarak okumak ne anlama gelirdi? Böyle bir okuma, öncelikle; diğer insanların kutsal metinlerine saygı gösterilmesini talep ederdi. R. Meir, nefret yayan ya da diğer bilgelere çamur atan hiçbir yorumun meşru sayılmayacağını söylemişti. Bugün bu "diğer bilgeler" tanımı, Hz . Muhammed, Buda ve Rig Veda'nın rishi'lerini kapsamalıdır. Hıristiyanlar, Michael Fishbane'in Mikah'ın finalini okuyuşundaki ruhla, Tanakh'ı sadece Hıristiyanlığa bir giriş niteliğinde görmekten vazgeçmeli, rabbilerin görüşlerine değer vermeyi öğrenmelidir (s. 249)
Yahudiler, İsa'nın ve Paul'ün Yahudiliğini teslim etmeli, Kilise Babaları'na saygı göstermeyi öğrenmelidir (s. 249)
Augustine'in inanç kuralını anımsayabiliriz: "Bir tefsirci, bir metnin daima en merhametli yorumunu aramalıdır. (s. 250)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder