Sırf kelime-i şehadet getiriyor ve namaz kılıyor diye münafıklara karşı ötekileştirici ve dışlayıcı bir tavır takınmayan Hz. Peygamber’in, en küçük bir yanlışından dolayı dini bütün mümin kardeşlerini ve hatta ulemasını neredeyse kâfir ve hain ilan eden ümmeti olduk.
Münafıkları öldürmeyen Hz. Peygamber’in, mümin kardeşinin itibarını katleden ümmeti!
Böyle dağınık, birbiriyle küs, birbirine güvenmeyen halimizle mi Hz. Peygamber’in ümmeti olmakla iftihar edeceğiz?
Ey cân!
Doğruları yanlışlarından çok olan mümin kardeşinin saygınlığının zedelenmesine, dışlanmasına ve itibarsızlaştırılmasına izin verme! Birlik olmanın sırrı budur. Aksi her türlü davranış ümmetin bölünmesidir. Ümmetin bölünmesi de müminler için üzüntü, kâfirler için sevinç kaynağıdır. Müminleri üzüp, kâfirleri sevindireni Allah sever mi?
Sadece kelime-i şehadet getiren ve görünürde namaz kılan münafıklar, âyet-i kerimenin sarahatince cehennemin en alt tabakasındadırlar (Nisa, 4/145). Hz. Peygamber onlara karşı bir müdahalenin Müslümanları birbirine düşmüş göstermesinden endişe ederken, en küçük bir yanlışından dolayı müminlerin birbirini ötekileştirmesi büyük bir aymazlık değil midir?
Sen mümin kardeşinin ayıbını ört ki, Allah da kıyamette senin ayıbını örtsün. Mümin kardeşinin yanlışını hoş göremez, hatta mümin kardeşinin tövbe ettiği eski günah ve yanlışlarını büyük bir zevkle anlatmaya devam edersen, yarın yevm-i kıyamette kendi günah ve kusurlarını Allah'ın affetmesini nasıl bekleyebilirsin?!
Ey cân!
Affet ki affa mazhar olasın!
Hoş gör ki hoş görülesin!
Birleştirici ol! Birlik ol! Ki dostun iftiharı, düşmanın korkusu olabilesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder