Üsküdar'daki "İman Sempozyumu"nda meydana gelen kabalık, kabadayılık ve rajon kesme türü hoyratlıkların ardından bir yıl önceki bir yazıyı bir kez daha hatırlatmak istedim.
Ayrıca hatırlatmak isterim ki, Müslümanlar arasındaki husumeti, bölünmeyi ve ihtilafı kim kaşıyor, sürekli gündemde tutuyor ve tansiyonu yükseltiyorsa, biliniz ki, o kişi veya zümre düşmanı sevindiriyor; hem ülkesine hem de dinine -hiç şüphesiz- ihanet ediyor. Bu ihanetinin belki farkında değil. Belki samimi dinî hissiyatı ve hasasiyetiyle böyle davranıyor. Şeytanın dindarlık kisvesi altında iş görebileceğine en iyi örnekler bunlar.
---
Yetkililere bir önerim ve çağrım var. Ülkemiz için, dinimiz için ve istikbalimiz için bu çağrım.
"Nefret suçları" ile ilgili hukukî düzenlemeler derhal detaylı bir şekilde düzenlenmeli ve etkili bir şekilde işletilmelidir. Başkasına/Ötekine karşı nefret söylemi kullananlar, kim olursa olsun, derhal cezalandırılmalıdır. Müslüman gruplar ve cemaatler, başkalarının yanlışıyla uğraşmak ve ötekini yok etmeye çalışmak yerine, kendi doğrularını ortaya koyup yaymaya odaklanmalıdır.
Aksi halde, mevcut hizipleşme, klikleşme ve ötekileştirme eğilimi bizi bölünmeye doğru götürüyor ve istikbalimizi tehdit ediyor.
Devlette yetkili merciler "Nefret suçları" işleyenleri bulup gereğini yapsınlar.
Biz siviller, yani tüm Türk halkı da "nefret söylemi" içinde bulunan kim varsa, o kişi ve grupları bundan vazgeçmeye çağırmalıyız. Buna rağmen hâlâ bu söylemi devam edenlerle de zaman geçirmeden yolumuzu ayırmalıyız. Zira bölücünün yanında durmak onu teşvik etmek ve bu suça bir şekilde ortak olmak demektir.
Vesselâm, aziz dostum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder