Uludağ Ü. İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı

Yeter ki safım belli olsun!

Yeter ki safım belli olsun!
Yanlış yapan veya yanlış yaptığını düşündüğüm öğrencilerime, arkadaşlarıma, hocalarıma, idarecilerime yaranmak, menfaat, itibar ve iltifat elde etmek için minnet edemem, yalan söyleyemem. Sevgi ve saygı çerçevesi içinde hakkı söylerim. Belki zarar görürüm, itibarsızlaştırılırım, ama safım belli olur.

Dostum, sevdiğim olması şart değil. Mazlum birini gördüm mü, duramam, yardım ederim. Hiç olmazsa yanında durur, derdini dinlerim. Ona zulmedenlerin gadrini üzerime çekmez miyim? Çekerim elbet. Ama safım belli olur.

Kendim haksızlığa uğradığında, tutulur nutkum, kelimeler düğümlenir boğazımda. Dökülmez tek söz dilimden, içime akar tüm duygularım, intizarımı kalbim söyler. Şen görürsün beni o yüzden. Ama böyle değildir hâlim, çelme takıldığında dostumun ayağına ya da boynunu büktüğünde dost bildikleri. Yine kan ağlar kalbim, ama dilim lâl olmaz, kalemim durmaz. Söylerim, yazarım. Bilirim ve bildiririm ki, “bir kimseye yapılmış bir haksızlık, tüm cemaate, topluma veya gürûha yapılmış bir tehdittir.” Ama aklı çok çalışanlar “Çok konuşuyorsun. Bu işten sen de zarar göreceksin.” derler dost kisvesi altında ve sanki iyilik yapmak istermişçesine. Bilmez ki, yarın böyle diyenin başına bir iş gelse, ben yine aynı duyarlı tavrı göstereceğim ve onun da yanında duracağım. Ama o, susturmaya çalışır beni, “Kol kırılır, yen içinde kalır” der. “Niye şucular bucular iktidardayken, yönetimdeyken eleştirmediniz de şimdi bu kadar konuşuyorsunuz?” A canım, onların yanlışı canımı acıtmazdı ki! Ben onları, onlar beni hasım bilirdi. Onlardan gelene sabretmek kolaydı. Şimdi, dost bildiklerim, hasım bildiklerimi değil, dostlarını harcar ve zarar verir oldular. Bu yeni hâle sabretmek ne kadar zor bir bilsen! Duyarlı insanlara düşen hakkı söylemeye devam etmektir, hakkı duymak istemese de eski dostlar. İşte böyle canım, yanlışını söylediğimiz için eski dostların da hiddetine maruz kalırız şeksiz. Ama bilirim ki safım belli olur.

Evet, zarar gördüğüm olur, hem de pek çok ya da çoğu zaman.
Ama safım belli olur.

Yeter ki,
Safım belli olsun.

Safım.
Belli olsun.

Safım, belli!
Olsun!
Share:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE DİNLER TARİHİ ÇALIŞMALARI

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Translate

En Çok Okunanlar

ZAMAN GEZGİNİ